Ferhat ile Şirin, Romeo ve Juliet, Beavis ve Butthead... Her dönemin, her kültürün birbirini sevenleri ve kafadarları olmuş. Emo'nun da var: Pon ve Zi. Gerçi onlar et ve kemikten değil; tarihsel ya da mitolojik de değiller. Pon'la Zi emo çizgi roman karakterleri. Jeff Thomas, nam-ı diğer Azuzephre tarafından yaratıldılar. Yalnızca internet ortamında sürdü yaşamları; ve orada sevildiler, hem de çok sevildiler.
Açık sarı ve mavi renkli bücürlerin hayranlarının sayısı milyonu aştı. Fanları onlar için bir site (ing.) açtı ve bulabildikleri bütün resimleri yüklediler. Sizi kucaklamak için bekliyorlar.
Hem de 5 cente!
14 Ağustos 2010 Cumartesi
13 Ağustos 2010 Cuma
Emo Müzik Grupları Listesi
Emo ve punk'un tarihinde gezinirken insan yolunu şaşırabiliyor. Emo stilinde müzik yapan bütün grupların (adı sanı duyulmamışlardan en meşhurlarına dek) alfabetik listesi elime geçti ve referans olması için burada yayımlıyorum. Ne yazık ki hepsini dinleyebilmiş değilim, ama yeri geldikçe, tek tek hepsine değinmeye çalışacağım.
Tabii, liste benim değil ve onlara emo etiketini de ben yapıştırmadım. İnceledikçe bazı eklemeler ve düzeltmeler olabilir.
Tabii, liste benim değil ve onlara emo etiketini de ben yapıştırmadım. İnceledikçe bazı eklemeler ve düzeltmeler olabilir.
Sex Pistols
Sex Pistols 1975'te Londra'da kurulmuş bir punk rock grubu. Kurucu üyeleri vokalde Johnny Rotten, gitar Steve Jones, davul Paul Cook ve basta Glen Matlock'tan oluşuyordu. 1977'de Matlock'un yerine Sid Vicious geçti. Başlangıç dönemlerinde yalnız dört şarkı ve bir stüdyo albümü (Never Mind the Bollocks, Here's the Sex Pistols) çıkarmış olsalar da, İngiltere'deki punk hareketinin öncüsü ve sonradan gelen bir çok punk ve alternatif rock grubunun esin kaynağı kabul edilirler.
Pazarlama dahisi (!) Malcolm McLaren'in yönetimindeki grup, İngiltere'yi sarsan işlere imza attı. Konserleri organizatörler ve yetkililerle hep soruna yol açtı ve olaysız sona eren çok az etkinlikleri oldu. Öyle ki, 1977'de Kraliçe'nin kutlama gününe denk gelen "God Save the Queen", plak şirketi işçilerinin direnişi yüzünden güçlükle basıldı ve listelerde bir numara olmasına rağmen çoğu liste yöneticisi şarkıyı göstermedi.
Grubun nüvesi arakladıkları aletlerle çalan The Strand idi. Jones'un McLaren'i destek için iknasıyla bahtları döndü. McLaren ve Vivien Westwood sado-mazo giysiler satan "Sex" isimli dükkanlarıyla müziği biraraya getirdiler ve böylece Sex Pistols doğdu. Resmi sitesi de olan grup, hala faaliyette.
Pazarlama dahisi (!) Malcolm McLaren'in yönetimindeki grup, İngiltere'yi sarsan işlere imza attı. Konserleri organizatörler ve yetkililerle hep soruna yol açtı ve olaysız sona eren çok az etkinlikleri oldu. Öyle ki, 1977'de Kraliçe'nin kutlama gününe denk gelen "God Save the Queen", plak şirketi işçilerinin direnişi yüzünden güçlükle basıldı ve listelerde bir numara olmasına rağmen çoğu liste yöneticisi şarkıyı göstermedi.
Grubun nüvesi arakladıkları aletlerle çalan The Strand idi. Jones'un McLaren'i destek için iknasıyla bahtları döndü. McLaren ve Vivien Westwood sado-mazo giysiler satan "Sex" isimli dükkanlarıyla müziği biraraya getirdiler ve böylece Sex Pistols doğdu. Resmi sitesi de olan grup, hala faaliyette.
11 Ağustos 2010 Çarşamba
Piercing, Dövme ve Benzeri Uygulamalar
Punk modasının ayırt edici öğelerinden biri, piercingin genel kabul gören kulak memesi yerine vücudun diğer bölgelerine uygulanması oldu. 60'ların özgürlük hareketinden sonra bile, çivi ve vidaların kaş ve yanaklar ya da burun ve dudaklara yerleştirilmesini kitleler şaşkınlıkla karşılamıştı.
Edward dönemi kadınlarının memelerinin daha dik görünmesi için uçlarına halkalar tutturdukları biliniyor. Yine de, 60 ve 70'lerde kitleler arasında bunun yaygın olduğu söylenemezdi. Vücudu kesme, güzelliği reddetme ve piercing norm değildi. Yeni punkların dövme ve piercing için seçtikleri yerler, toplumun daha muhazafakar kesimlerini irkiltmek için bilerek düşünülmüştü. Modanın ikinci özelliği ise unisex olması ve erkeklerin de yüz mücevherlerini tercih etmeye başlamasıydı. Bugün olağan görülen, o dönemde çok tuhaf olarak algılanmıştı.
Punk modası, 25-30 yıl önce kelimenin tam anlamıyla moda karşıtıydı ve yerleşmiş kurumlara muhalifti, ama bugün o kadar sıradan ki! Bu isyankar gençlik hareketinin başlattığı modadan 30 yıl sonra, büyükannenizin vücudunda bile bir dövme ya da piercing keşfetmeniz mümkün.
Edward dönemi kadınlarının memelerinin daha dik görünmesi için uçlarına halkalar tutturdukları biliniyor. Yine de, 60 ve 70'lerde kitleler arasında bunun yaygın olduğu söylenemezdi. Vücudu kesme, güzelliği reddetme ve piercing norm değildi. Yeni punkların dövme ve piercing için seçtikleri yerler, toplumun daha muhazafakar kesimlerini irkiltmek için bilerek düşünülmüştü. Modanın ikinci özelliği ise unisex olması ve erkeklerin de yüz mücevherlerini tercih etmeye başlamasıydı. Bugün olağan görülen, o dönemde çok tuhaf olarak algılanmıştı.
Punk modası, 25-30 yıl önce kelimenin tam anlamıyla moda karşıtıydı ve yerleşmiş kurumlara muhalifti, ama bugün o kadar sıradan ki! Bu isyankar gençlik hareketinin başlattığı modadan 30 yıl sonra, büyükannenizin vücudunda bile bir dövme ya da piercing keşfetmeniz mümkün.
10 Ağustos 2010 Salı
70'lerde Punk Modası
Bugün herkes punk modasından haberdar, ama 70'lerde "Punk modası ne" diye sorsaydınız boş boş yüzünüze bakan çok olurdu. Punk 70'lerin ortalarında, Londra'da, anarşik ve saldırgan bir hareket olarak ortaya çıktı. Yaklaşık 200 kadar insan kendilerini moda karşıtı, kentli, genç sokak kültürünün üyesi olarak tanımladı. Onlarla beraber, müzikleri de punk adını aldı.
Giysileri, işsizlik ve okulu terketmiş ya da dar gelirli öğrencilerin az para gerektiren yaşam tarzına uygundu. Kermesler ya da bit pazarlarından alınmış elbiseleri kesip biçtiler, kumaşını yıprattılar, o zaman kaba kabul edilmiş bir teknikle, ilgi çekmeyi hedefleyen yepyeni giysiler yarattılar; bozarak yeni formlar oluşturdular. Yırtılmış kumaşlar, aşınmış uçlar, çarpıcı baskılar gibi 21. yüzyılda olağan görülen uygulamalar, 1970'lerde insanları şok etti çünkü daha önce rastlanmamıştı. Kumaş, iyi bakılması, temiz ve yeni tutulması gereken bir şeydi.
Pantalonlar kalça ve bacakları gösterecek şekilde yırtıldı. Buna, zamanın genç kızlarında görülmeyen Doc Martens pabuçları eşlik etti. Raptiye ve zincirler parçaları tutturmak için kullanıldı. Asma kilitlerden kolyeler yapıldı, zincir ve hatta traş bıçakları kolye süsü yerine geçti, ki bir kaç yıl içinde bunların altından yapılmışları statü sembolü olarak kabul edilecekti.
Giysileri, işsizlik ve okulu terketmiş ya da dar gelirli öğrencilerin az para gerektiren yaşam tarzına uygundu. Kermesler ya da bit pazarlarından alınmış elbiseleri kesip biçtiler, kumaşını yıprattılar, o zaman kaba kabul edilmiş bir teknikle, ilgi çekmeyi hedefleyen yepyeni giysiler yarattılar; bozarak yeni formlar oluşturdular. Yırtılmış kumaşlar, aşınmış uçlar, çarpıcı baskılar gibi 21. yüzyılda olağan görülen uygulamalar, 1970'lerde insanları şok etti çünkü daha önce rastlanmamıştı. Kumaş, iyi bakılması, temiz ve yeni tutulması gereken bir şeydi.
Pantalonlar kalça ve bacakları gösterecek şekilde yırtıldı. Buna, zamanın genç kızlarında görülmeyen Doc Martens pabuçları eşlik etti. Raptiye ve zincirler parçaları tutturmak için kullanıldı. Asma kilitlerden kolyeler yapıldı, zincir ve hatta traş bıçakları kolye süsü yerine geçti, ki bir kaç yıl içinde bunların altından yapılmışları statü sembolü olarak kabul edilecekti.
7 Ağustos 2010 Cumartesi
Embrace
Embrace, hardcore-sonrası dönemin Washington D.C. merkezli ömrü kısa olmuş gruplarından biri. Tıpkı Rites of Spring gibi Embrace de basın tarafından kendilerine yakıştırılan emo etiketini reddetti. Grup üyeleri Minor Threat'ten Ian MacKaye, Faith'ten gitarist Michael Hampton, davulcu Ivor Hanson ile basçı Chris Bald'dan oluşmaktaydı. Grubun çıkardığı tek album isimlerini taşıyan Embrace oldu.
Grubun ilk günlerinde hayranlarının tarzlarını emocore (emotive hardcore) olarak nitelemesini, vokalist MacKaye basına verdiği demeçle kabul etmedi.
Grubun ilk günlerinde hayranlarının tarzlarını emocore (emotive hardcore) olarak nitelemesini, vokalist MacKaye basına verdiği demeçle kabul etmedi.
6 Ağustos 2010 Cuma
Rites of Spring
Rites of Spring, 1980'lerin hardcore-sonrası Washington DC'den bir müzik grubuydu ve enerjik sahne performanslarıyla tanındı. Komposizyon kurallarında yeni şeyler denemekle kalmayıp, hardcore'un çılgınca ve tutkulu şiddetini artırdılar. Şarkı sözlerini yoğun içsel dünyalara taşımaları onların ilk emo grubu olarak kabul edilmelerine yol açtı.
Yalnızca 15 konser verdiler. 80'lerin sonunda gitarist Guy Picciotto ve davulcu Brendan Canty Fugazi grubunda çalışmalarını sürdürdü.
Grubun adı İgor Stravinsky'nin "Bahar Ayini" adlı senfonik balesinden gelir.
Picciotto emo'yu yarattığı iddiasını hep reddetmiştir:
Yalnızca 15 konser verdiler. 80'lerin sonunda gitarist Guy Picciotto ve davulcu Brendan Canty Fugazi grubunda çalışmalarını sürdürdü.
Grubun adı İgor Stravinsky'nin "Bahar Ayini" adlı senfonik balesinden gelir.
Picciotto emo'yu yarattığı iddiasını hep reddetmiştir:
Emo'yu hiç bir zaman müzik tarzı olarak görmedim. Bence duyduğun en salakça tabir. O terimle damgalanan her grubun bundan nefret ettiğini biliyorum. Doğrusunu isterseniz, bugüne dek çaldığım her grubun punk rock grubu olduğunu düşünmüşümdür. Aptalca bulmamın sebebi, örneğin Bad Brains'e ne diyeceksiniz? Duygusal değiller mi? Çalanlar robot ya da başka şeyler mi? Bu terimi anlamsız buluyorum.
Emo Nedir?
Sanılanın aksine, Emo herşeyden önce punk rock tarzı bir müzik türü. 80'lerin ortalarında ABD, Washington DC'de, Rites of Spring ve Embrace gibi toplulukların öncülüğünde başladı, 90'larda indie rock ve pop punk tarzlarıyla harmanlandı (Jaw Breaker ve Sunny Day Real Estate) ve toplum hayatına iyiden iyiye girişi 2000'lerde, Jimmy Eat World ve Dashboard Confessional gibi gruplar ile belirginleşti.
Terim, müziğin yanısıra, sanatçılarla hayranları (fanlar) arasındaki özel ilişkiyi, moda, kültür ve davranış biçimini betimlemek için de kullanılır.
Sözcük, ingilizce duygulara hitap eden ya da duyguyu ifade eden anlamına gelen emotive'in kısaltılmış hali olup, barda tek birayla sarhoş olup sızanları anlatmak için gerzekçe kullanılmaz; her ne kadar emo gençler, emo şiiri, emo saçı vb ifadeler giderek yaygınlaşsa bile. Kelimenin müzikten kopartılarak kullanılmasıyla anlam kaybolur ve yalnızca kişisel beğeniyi ifade eder.
Terim, müziğin yanısıra, sanatçılarla hayranları (fanlar) arasındaki özel ilişkiyi, moda, kültür ve davranış biçimini betimlemek için de kullanılır.
Sözcük, ingilizce duygulara hitap eden ya da duyguyu ifade eden anlamına gelen emotive'in kısaltılmış hali olup, barda tek birayla sarhoş olup sızanları anlatmak için gerzekçe kullanılmaz; her ne kadar emo gençler, emo şiiri, emo saçı vb ifadeler giderek yaygınlaşsa bile. Kelimenin müzikten kopartılarak kullanılmasıyla anlam kaybolur ve yalnızca kişisel beğeniyi ifade eder.
4 Ağustos 2010 Çarşamba
Neden Emo?
Yaşamım boyunca bir çok akımın doğup gelişmesine şahit oldum: beatnikler, hipiler, yeşiller, anarşistler, vb. Kimi kalıcı oldu, yalnız benim değil, bir sürü insanın hayatında derin izler bıraktı; kimiyse kısa sürdü. Kısa ömürlü olanların önemsiz olduğunu söylemek istemiyorum elbette.
Emo'yla ilgili bir şeyler yazma isteği tesadüfen bir blogda şu sözleri okuduktan sonra depreşti:
Neresinden tutarsanız tutun, orasından elinizde kalan (dil ve imla yanlışları düzeltildikten sonra) önyargılı bir genelleme. Arkadaki felsefeyi, hayata bakışı görmeyip, yüzeydeki bir kaç yanlış örnekten yola çıkarak bütün bir grubu karalamanın tipik bir örneği. Gerçi bunda felsefenin akımın (emo ile sınırlanmaksızın herhangi bir akımın) taraftarlarınca gözardı edilmesinin payı büyük, ama bu durumda bile, eğer beğeniyorsanız, mesela emolar gibi giyinmenin ne sakıncası var?
Dedikleri gibi, beğenmiyorsan doğrusunu yapacaksın. Bu blogda sizlerle emo dünyasına doğru bir yolculuğa çıkacağız. Saç, moda, müzik, video ve felsefe. Sürç-i lisan edersek affola!
Emo'yla ilgili bir şeyler yazma isteği tesadüfen bir blogda şu sözleri okuduktan sonra depreşti:
Erkekler genellikle biseksüel, kızlarsa cinsel yönden kararsızdır. Kareli pantalonlar, bileklikler, Van ve Converse'den başka giyim tarzları yoktur. [...] Underground rock barlarda gözükürler, bir bira ile kafayı bulup, arada sırada hap kullanırlar.
Neresinden tutarsanız tutun, orasından elinizde kalan (dil ve imla yanlışları düzeltildikten sonra) önyargılı bir genelleme. Arkadaki felsefeyi, hayata bakışı görmeyip, yüzeydeki bir kaç yanlış örnekten yola çıkarak bütün bir grubu karalamanın tipik bir örneği. Gerçi bunda felsefenin akımın (emo ile sınırlanmaksızın herhangi bir akımın) taraftarlarınca gözardı edilmesinin payı büyük, ama bu durumda bile, eğer beğeniyorsanız, mesela emolar gibi giyinmenin ne sakıncası var?
Dedikleri gibi, beğenmiyorsan doğrusunu yapacaksın. Bu blogda sizlerle emo dünyasına doğru bir yolculuğa çıkacağız. Saç, moda, müzik, video ve felsefe. Sürç-i lisan edersek affola!
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)